Dâvâ Nedir ?



Doğruluğuna inanılıp gerçekleşmesi için uğraş verilen her türlü görüş, ülkü ve ideale dâvâ denir. Dâvâ bir görüşü savunabilmektir. Savunulan görüşü yüceltebilmektir. Dâvâ gerektiği yerde insanın kendi öz nefsine kadar her şeyi feda etmeye hazır olabilmesidir. Kendisini, başkalarını yaşatma idealine  adamış, nefsî haz ve zevklerinden sıyrılmış insanların işidir dâvâ. Herkes dâvâ adamı olamaz. Dâvâ kelimesinden ayrı düşünülemeyecek kelimelerden iki tanesi de fedakarlık ve dert kelimeleridir. Zira bir dâvâyı gütmek istiyorsanız bir derdiniz olması gerekir. Bu dert kendi şahsi derdiniz değil toplumun, ümmetin, milletin veya başka zümrelerin derdi olabilmesi gerekir. Eğer bir topluluğun derdiyle dertlenebiliyorsanız dâvâ adamı olma yolunda bir hayli yol alabilmişsinizdir. Fakat sadece dertli olmak yetmez dâvâ adamı olmak için. Hayatınızda daha önce hiç yapmadığınız  fedakarlıklara da atılmak zorunda kalabilirsiniz .
     
Kendimize örnek olarak gösterebileceğimiz en büyük dâvâ adamlarından birisi de Fatih Sultan Mehmed Han'dır. O ki, inandığı dinin peygamberinin müjdelediği ve devletinin toprak bütünlüğünü sağlayacak olan komutan olabilmek için fedakarlıklar yapmıştır. Henüz beş-altı yaşlarındayken odasında oyun oynayan Fatih'i hocası Akşemseddin görür ve ona ''Ne yapıyorsun burda Mehmedim?'' diye sorduğunda aldığı cevap şaşırtıcıdır:
''İstanbul'u fethetme oyunu oynuyorum hocam!''.
 Henüz çocuk olmasına rağmen bir dâvâsı olan Fatih'in Osmanlı Devleti'ne altın bir  çağ yaşatması kaçınılmaz olmuştur. Fatih, İstanbul'u fethedebilmek için gecesini gündüzüne katmış, devasa toplar döktürmüş ve tüm cihana mühendislik konusunda bir deha olduğunu da kanıtlamıştır.

Bizim kaybedecek bir saniyemiz dahi yoktur. Çok okuyacağız, fikir sahibi olacağız, etrafımızı aydınlatacağız.  İşimiz o kadar çok olacak ki kendimize vakit ayıramayacağız. Allah hepimizi bir dâvâsı olan dertli insanlardan eylesin…

Can Ahmet Çelik
Dava Dergi
Ocak-2017
      


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KASÎDE-İ BÜRDE

EDEB YÂ HÛ