28 Şubat



 Aç Kapıyı Veysel Efendi
 Ümmetin Kızları Geldi !
    

28 şubat darbesinin 20. Yılına girmiş bulunmaktayız. Düşüncelerin, inançların, kimliklerin üzerinden tankların geçtiği ve özgürlüklerin yok edildiği 28 Şubat. O günler insanın mücadele ruhunu azmini, sabrını ve samimiyetini ortaya koymuştur. Geldiğimiz bu süreçlere Türkiye de Müslümanların nasıl yok edilebilirliği üzerinde hep tartışılarak hatta planlar ve projeler üreterek gelindi. Özellikle Türkiye de İslamcı kesim yok olmalı anlayışı, yaklaşımı ve yorumuyla üzerimize geldiler. Doğrudan doğruya dine, namaza, oruca birden saldırıp başarılı olamayacaklarını bildikleri için ilk başörtüden başladılar…
                O dönemde Edebiyat Fakültesinde 1200 başörtülü kızın olması birilerini ürkütüyordu. Birilerinin bundan ürkmesi üzerine “Bunların erkeklerini engelleyemiyoruz ancak sakallarını kestirerek üniversiteye alabiliriz. Bari kızları engelleyelim”. Gibi ucube bir fikir ortaya çıkartılmıştır. Onlarda
   biliyorlardı ki kızların okuması Türkiye’de ki İslami birikimi arttıracaktı. Kızlar geleceğin nesillerini yetiştirecek olan anneler konumunda oldukları için onların yetişmesini istemiyorlardı. “Okumasınlar, cahil kalsınlar, birikimsiz kalsınlar, dünyayı tanımasınlar, kesinlikle herhangi bir meseleyi yorumlayamayacak durumda kalsınlar. Adeta, cahil bırakalım da çocukları da cahil kalsın”… gibi bir düşünceye  bürünmüşlerdi.

                Halbuki biz diyoruz ki ümmetin ıslahı annenin ıslahıyladır. Annenin ıslahı ve annenin iyi yetişmesi ümmetin geleceğini daha mükemmel olmasını sağlayacaktır. Onlar bunu az çok tahmin edebildikleri için bizim kardeşlerimizi, ablalarımızı üniversitelerden tamamen silip süpürmek ve okumalarına engel olmak üzere böyle bir proje uyguladılar. Bu ahmakça bir davranış olsa bile, bir müddet kızlarımızı üniversitelere girdirmeyerek başarılı oldular. Müslüman bir insana yakışır şekilde tüm bu olanlar bizi daha dirençli yapmış ve eylemler yapılarak pes edilmeyeceği gösterilmiştir. Geçmişte yaşanan süreç bugün bize aslında mücadele dolu, ruh dolu, mücadele azmimizi arttıran ve küfre karşı, zulme karşı, laikliğe karşı adeta bizi bileyen, bilenmiş bir bıçak haline getiren ve davamıza daha çok bağlılığımızı sağlayan bir gün olarak akıllarda kalmıştır

Süleyman Demirkol
Dava Dergi
Şubat -2017

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KASÎDE-İ BÜRDE

Dâvâ Nedir ?

EDEB YÂ HÛ